Türkiye’nin Kimlik Savaşı: Karanlık Oyunların İçinde Kaybolan Millet

Türkiye’nin Kaderini Kim Belirliyor?

Türkiye, tarih boyunca kimlik ve inanç ekseninde oynanan büyük oyunların tam ortasında yer aldı. Bu topraklarda kimliklerimiz, dış güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin elinde oyuncak haline getirildi.

Müslüman Arapların Arap kimliğiyle barışık olduğu dünyada, biz kendi kimliğimizle çatışmanın kökleri, sadece tarihsel gerçeklerde değil, günümüzün karmaşık siyasi ve toplumsal yapısında gizli. İslam’ı Arap emperyalizminin aracı olarak görenler de Türk kimliğini nasıl maniple ediyorlar.
Bu manüplasyonların gölgesinde Türkiye’nin milli güvenliği manipülasyonların gölgesinde alarm veriyor. Şahsen, yıllardır meseleleri takip eden biri olarak, bu durumun ne kadar derin ve karmaşık olduğunu bizzat gözlemledim.

İslam ve Türklük Arasındaki Derin Çatışma

Türkler, İslam’ı kabul ederek büyük medeniyet inşa etti. Ancak bu kabul, kimliklerimiz arasında derin çatışmaya dönüştü. İslam’ın evrenselliği ile Türk kimliğinin tarihsel derinliği arasında kurulması gereken denge, yerini kimlik erozyonuna ve toplumsal kutuplaşmaya bıraktı. Sözde İslamcılar, dini emperyalistlerin ve yerel bozguncuların oyuncağı haline gelirken, milli kimlik zayıflatılmak istenirken, suni karmaşa, Türkiye’nin geleceğini tehdit ediyor. İslam ve Türklük arasındaki gerilim, milli varoluş mücadelesine dönüştürülmek istendiği günümüzde bazen insanın içinden “Neden biz bu kadar karmaşık yolun içindeyiz?” diye sormadan edemiyor.

Tarihin Sessiz Tanıkları: Türklerin İslam’a Katkısı

Türkler, İslam’ın yayılmasında sadece araç değil, koruyucu ve taşıyıcı oldular. Gazneliler, Selçuklular ve Osmanlılar, İslam’ı farklı coğrafyalara taşırken, kimliklerini korudular. Ancak bugün, tarihsel gerçekler göz ardı edilmekle kalınmayıp, Arap emperyalizmi ve yerli işbirlikçileri, Türk kimliğini planlı ve sistematik olarak gölgeliyor.

Tarih, geçmişin değil, bugünün ve yarının da aynası olduğuna göre aynaya cesaretle bakmak, gerçekleri görmek zorunludur. Kendi aile büyüklerinizden dinlediğiniz hikayeler bile gerçeği doğruluyor; ama ne yazık ki, kadim miras yeterince sahiplenilmiyor.

Emperyalizmin Yeni Yüzü: Kimlik ve İnanç Üzerinden Manipülasyon

Küresel güçler, Türkiye’nin stratejik coğrafyasını kullanarak kimlik ve inanç üzerinden yeni oyunlar kurulurken başta İslam kisvesi altında Arap emperyalizmi, Batı’nın yeşil kuşak projesi ve yerel bozguncuların işbirliğiyle toplumsal yapımızı zayıflatmaya çalışıyorlar.

Bu tür planlar, sadece ekonomik veya siyasi değil, kültürel ve dini boyutlarıyla da derinolduğu için Türkiye’nin milli güvenliği, karmaşık ve gizli operasyonların hedefinde. Bu gerçekleri görmek ve harekete geçmek artık zorunluluk. Kendi çevremde bile bu tür manipülasyonların etkisini görmek mümkün; bunun dinin emri olduğunu sananları görünce insanın inanası gelmiyor.

Toplumsal Bütünlüğün Anahtarı: Gerçek Kimlik ve Bilinç

Türkiye’nin geleceği, gerçek kimliğini sahiplenmekle mümkün. Ancak bu, sadece milliyetçilik ya da dini inançla sınırlı değil. İnsanlık, demokrasi barış ve adalet değerleriyle yoğrulmuş kimlik anlayışı gerekiyor. Türk kimliği, ne ırkçılıktır ne de komplekslerle tanımlanabilir; o, tarihe, hakikate ve adalete bağlılıktır. Bu bilinçle hareket etmek, toplumsal kutuplaşmayı azaltır, milli birliği güçlendirir. Ancak bilinçli farkındalığa sahip olmak, sorgulama, eleştiri ve cesaret ister. Biliyoruz ki, yol kolay değil; ama başka çaremiz de yok.

Gizli Planların Perdesi: Türkiye’nin Karanlık Geleceği

Türkiye, sadece dış tehditlerle değil, içerideki kripto işbirlikçilerin karmaşık ve gizli operasyonlarla da mücadele ediyor. Kimliklerimiz, inançlarımız ve tarihimiz üzerinden yürütülen bu tür operasyonlar, dini inançları zayıflatırken milli güvenliğimizi tehdit ediyor. Çok katmanlı stratejik gizli planlar, karmaşık senaryolar ve örtülü iş birlikleri, Türkiye’nin geleceğini şekillendiriyor.

Bu operasyonel oyunun içinde yer almak ya da dışarıdan seyretmek arasında seçim yapmalıyız. Bu seçim, ulusal sorumluluktur. Bunu söylemek kolay, ama uygulamak cesaret ister.

Son Söz: Farkındalığa Çağrı ve Mücadeleye Davet

Türkiye’nin kaderi, bilinçli bireylerin farkındalığıyla değişebilir. Sorgulamak, eleştirmek ve harekete geçmek zorundayız. Bu topraklarda yaşayan herkes, gerçek kimliğini sahiplenmeli ve milli güvenlik için omuz omuza durmalı. Tarih, bilinçli olanları değil, farkında olmayan bilinçsizlikleri cezalandırır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadi Özgül Arşivi