
Yavuz Koca
YEŞİL YALAN
Türkiye’nin yakın geçmişte yaşadığı en önemli kırılma noktalarından birisi 2001 yılında meydana geldi. 2001 yılının Şubatında başlayan sürecin sonuçları bugün de devam ediyor. Hatta bir şokla ne olup bittiğinin farkına varılamaması halinde bir süre daha devam edebilir.
Bunun da umulmadık negatif yansımaları olabilir.
Peki, ne oldu 2001’de?
Sahi 2001 yılında ne olmuştu da yer yerinden oynamıştı?
Yoksa atılan bir yeşil yalana kapılan ve inanan Türk Milleti üllizyona mı uğramıştı?
Bütün bunlar yaratılan bir kriz sonrası olduğuna göre perde arkasının gerçekleri neydi acaba?
Çok mu büyük bir oyundu bu?
Ki, Türkiye’de bütün dengeler yerinden oynarken, bütün kesimlerin bir nevi eli-kolu bağlanmışçasına hiçbir şey yapılamadı?
Yeni dengeler kuran, dostları düşman, düşmanları dost yapan bir oyunun kurucuları bu kadar güçlü müydü?
Türkün öz yurdunda emir kulluğuna yürüyüşü, bütün varlıkların el değiştirişi, yabancıların dört bir yanda cirit atışı, hepsi 2001 depremi sonrası için planlanan sahnelerdi. Planlandı, yayıldı, oynandı ve netice alındı.
Hepsi bu…
Yahya Kemal Bayatlı, “çok insan anlayamaz eski musikimizden ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden” demiş.
Türk milleti aynen bu dizelerdeki gibi 2001’de olup biteni anlayamadı. Bundan sonra zaten anlayamaz, anlasa da çok şey değişmez. Çünkü bu oyunun parçalarından birisi de, oyunun devamında milletin milli ve manevi konularda duyarlılık endeksinin zayıflatılmasıydı. Nitekim oyun, senaryoya uygun oynandı ve duyarsızlık olgusu perçinlendi. Yoksa olup bitenlerin kimseciklerin pek umurunda bile olmaması mümkün müydü?
Evet, ne oldu 2001 sonrası?
Yeşil bir yalanla ağır darbe yiyen 2001 Türkiye’sinin parlamentosunda bulunan irili ufaklı bütün siyasi partiler ilk seçimde parlamento dışı kaldı. Bu görülmemiş bir şeydi. 2001 yılında iktidarda bulunan Demokratik Sol Parti (DSP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Anavatan Partisi (ANAP), 3 Kasım 2002’de yapılan seçimlerde %70 oy kaybına uğrayarak hep birlikte baraj altında kaldılar. Hele 57. hükümetin büyük ortağı DSP ikiye bölündüğü için seçimlere küçük ortak olarak girdi ve 1999 seçimlerinde aldığı her 100 oyun 95’ini kaybetti.
Türkiye’nin sorunları vardır ve olacaktır.
Ama bizim de Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk Milleti olarak her alternatife göre planlarımız, projelerimiz ve çözüm önerilerimiz olmalıdır.
Devlet ile hükümetin kurumlarını birbirinden ayırt etmeden, et ve kemik misali milletimizle bir bütün olarak mümkün mertebe kaynaştırmanın yollarını bulabilmeliyiz.
Yoksa…
Yoksasını düşünmek bile istemiyorum. Evelallah yine ayakta kalırız ama çok yaralı olarak.
Yeter ki geçmişi bilelim, geleceğe hazırlıklı olalım ve yeşil yalanlara kanmayalım.
Sağlık, saadet ve başarı dileklerimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.