İYİ Parti Lideri sayın Akşener katıldığı bir televizyon programında; "altılı masadan asla kalkmayacaklarını" söyledi.

Aslında bu lafı uzun süredir söylüyor, ama bir kısım medya -masada  sayın Akşener'den kaynaklanan- bir sorun varmış gibi yayın yapıyor. Bu yayınları ikiye ayırmak mümkün: birincisi iktidar merkezli yayınlar. Erdoğan,  altılı masayı dağıtmak için bütün imkanlarını kullanıyor. Yandaş medyada yapılan yayınların amacı bu.

İkincisi, CHP'ye yakın medya ile eskinin hastalıklarını taşıyan bazı çevrelerin yaptığı yayınlar. Akşener'den Bahçeli rolü bekliyorlar.İstiyorlar ki Bahçeli'nin Erdoğan karşısındaki silik, edilgen tavrının aynısını Akşener'de göstersin. Ancak hesap edemedikleri bir gerçek var; Akşener bağlantısız bir lider.Emir komuta ile yönetilecek bir isim değil. Herhangi bir servisle alakası olmadığı içinde siyasetini -amirlerinin emrine göre değil,- milletin beklentilerine göre belirliyor.Akşener'in ağzından toplumun talepleri, beklentileri dile geliyor.

Seçim yaklaştıkça bu ikili medya baskısı  yoğunlaşacaktır. Mesele ne pahasına olursa olsun masayı bir arada tutmak değil, başarmak, Türkiye'yi bu ucube sistemden kurtarmak olmalıdır. Akşener hedefini buna göre ayarlamış. Bu da bazılarını rahatsız ediyor,başarıdan önce -bizden olsun-saplantısı ile hareket ediyorlar. Oysa doğru olan,  en azından muhalif medyanın -başarı odaklı- bir yayın politikası izlemesiydi

Habertürk'teki programda Akşener başka bir çarpıklığa işaret etti. HDP ile ilgili  bir soruyu yanıtlarken," bu ülkede HDP ile ilgili bir eleştiri yapıldığında hemen bazı çevreler HDP tabanı darılmasın,alınmasın diyerek bu eleştirilere tepki  gösteriyor. Ama mesela İYİ parti eleştirildiğinde veya başka bir parti eleştirildiğinde kimse bu partilerin tabanı rahatsız olur diye düşünmüyor,"dedi. Akşener bu sözlerle, aslında bazı çevrelerin HDP'ye dokunulmazlık kazandırmaya, her politikasına meşruiyet sağlamaya çalıştığını ima etti. Bu doğru bir tespitti. Siyasi rekabette dokunulmaz parti yoktur. Ülke yararına olduğu müddetçe her parti eleştirilebilir. HDP'yi bundan vareste tutmak diye bir tavır olamaz.Üstelik bu parti, -ülkeyi bölme, tabanını ülke çoğunluğuna yabancılaştırma- gayesiyle siyaset yapıyor.Tabanı alınmasın diye susmak, bu ayrılıkçı politikaları cevapsız bırakmak vatandaşın göz göre göre milli bütünlükten koparılmasına göz yummaktır. Bilakis en çok bu partinin tahripkar politikalarına cevap verilmeli, insanlarımızın -etnik tuzağa- çekilmesine fırsat verilmemelidir.

Altı parti, -temel bazı konularda- bir araya gelse de her biri ayrı partidir. Farklı politikalara sahip olmaları onları farklı çatılar altında örgütlenmeye itmiştir.   Zaman zaman farkı sesler, farklı politik söylemler ortaya koymaları bu pozisyonlarının bir gereğidir. Ancak önceliklerde anlaşmışlardır. Bugün Türkiye demokrasiden, adaletten, akıldan, bilimden uzaklaşmıştır.Milli ihtiyaçlar bir tarafa bırakılarak bir kişinin ihtiraslarına cevap olsun diye ucube bir sisteme geçilmiş, milletin bütünleştiği CB makamı milleti ayrıştıran bir makam haline getirilmiştir.Yargı, adalet üreten bir kurum olmaktan çıkarılıp siyasetin bir parçası olmuştur.Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet  sıradanlaşmıştır.Altılı masa işte bütün bu çarpıklıklara dur demek için -milli bir mecburiyetten, devleti ve milleti koruma şuur ve refleksinden- doğmuştur. Hedefi, Türkiye'yi Cumhur İttifakının düşürdüğü bu çukurdan kurtarmaktır. Post kavgası değil, vatan kavgası vermektedir. Akşener'in kimi uyarılarına da bu zaviyeden bakmak gerekir.