CHP Türkiye’nin yaşayan en eski siyasi partisi.

Tabii bir siyasi partinin 100 yıl hayatiyetini sürdürebilmesi Dünya ölçeğinde çok meşakkatli bir durum.

Fakat CHP ‘de partiyi yönetme şansı bulanlar öyle büyük bir miras sahibi oluyorlar ki ne kadar hata yapsalar ne kadar eksen değiştirseler ne kadar saçmalasalar da miras ye ye bitmiyor.

9 Eylül 1923 de kurulan CHP’nin en öncelikli hedefi Türk milletinin mutluluğu idi.

Yüz yıl önce kurulan CHP emperyalizm karşıtı, bağımsızlıkçı Türk milliyetçisi, Türkçü bir siyasal parti idi.

Yüz yıl önceki CHP toplumla barışık, milli değerlere ve milli varlıklara saygılı, kucaklayıcı bir siyasi parti idi.

Yüz yıl önceki CHP bağrından çıktığı Türk milletinin tarihine, geçmişine ve geleceğine sahip çıkan bir siyasi parti idi.

Aslında bu saydığımız ve ilave edebileceğimiz umdelerin sahibi olan CHP  10 Kasım 1938’de öldü.

Bugün siyaset sahnesinde gördüğümüz gerçeği değil. Sadece sahtesi.

Türkiye ABD ile ikili ticaret anlaşmalarını 1947 yılında yaptı.

Osmanlının 1836 da İngiltere ile yaptığı ticaret anlaşmasının bir benzeri 90 yıl sonra CHP iktidarı ile ABD arasında yapılmış ve Türkiye “oltadaki balık“ haline getirilmiştir.

Akabinde Türkiye’de bu anlaşmaların uygulamacısı Demokrat parti iktidara getirilmişti.

Tabii Demokrat Parti’de kendisine verilen rolü oynamış ve zamanı gelince kullanılmış metres gibi kenara atılmıştı.

Bir söylenti 1961’den sonra şöyle dillendirilirdi. “Adnan Menderes idama giderken anlamıştı ABD’nin Türkiye’deki esas adamının İsmet İnönü olduğunu” dillendirilirdi.

FETÖ’nün başı Fetullah Gülen le eski CHP genel sekreteri Kasım Gülek ‘in ilişkisi tüm açık alanlarda bulunabildiği gibi, Kasım Gülek ‘in kızı Tayyibe Gülek yakın bir zamanda CHP Adana milletvekillide yapılmıştı.

Tabii 100 yıl sürekli eksen değişiklikleriyle süremez.

CHP’nin Bülent Ecevit ve Deniz Baykal dönemlerini kısmen kuruluş ayarlarıyla barışık dönemler olduğu söylenebilir.

Türkiye’nin Atatürk’ten sonra tek kazandığı toprak KKTC Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde yaşanmıştı.

Son 40 yıldaki CHP’de eksen kayması 1991 seçimlerinde İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü tarafından PKK iltisaklı kişilerin o zamanki CHP’nin yerinde olan SHP listelerinden milletvekili yapılması ile başladı ve CHP’nin Türkiye seçim barajı olan yüzde 10 ‘un altına inip TBMM de temsil edilememesiyle devam etmişti.

Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına FETÖ işi olduğu açığa çıkan bir kaset kumpası sonucunda geçti.

Türkiye’de FETÖ iltisaklı olmakla CİA ya hizmet etmek, devşirme olmak , vatan haini olmak aynı şeyler.

CHP’nin kurulduğu tarihlerde Türkiye’de bölücü partiler olsaydı, zamanın CHP Genel Başkanı Atatürk bölücü parti ile görüşür müydü? Bölücülüğü savunan milletvekillerini partisinden TBMM ye sokar mıydı?

CHP’nin kurulduğu tarihlerde zamanın emperyal gücü İngilizlere hizmet eden devşirmelerin dinci bir örgütü olsa; zamanın CHP Genel Başkanı Atatürk kendisine onlardan danışman alır partisinden milletvekili yapar mıydı?

Zamanın CHP Genel Başkanı Atatürk İngiltere’de Londra’dan Manchester’a giderken 8 saat ortadan kaybolur muydu?

Zamanın CHP Genel Başkanı Atatürk Emperyalizme hizmet eden devşirme partilere 38 milletvekilini kendi listesinden verir miydi?

Sayın Kılıçdaroğlu Atatürk’ün koltuğunda oturuyor.

Atatürk’ün yapabileceklerini kendisinden beklemek belki de kendisine haksızlık olur.

Ama en azından izinden gitmesini beklememiz gerekmez mi?

O da yok.

CHP 100 ‘üncü yaşında ekseni kaymış, savrulmuş, toplumdaki güvenini kaybetmiş, kaplama bir siyasal ticarethane haline gelmiştir.

Düzelmez mi?

Belki.

Genel merkez ve tüm binaları dezenfekte edilip yıkanır, 4 Eylül 1919’da yapılan Sivas kongresi kararlarına, 10 Mayıs 1931 kurultayında alınan kararlara uyacak, Gençliğe Hitabe ve İstiklal marşımızı en azından bilecek kadroları parti yönetimine getirebilirse;

Belki…