Kendi kendini aldatan bir halkı uyandıracak hiç bir ilaç yoktur. Çünkü o realiteye değil, kendi kendine telkin ettiği şeylere inanmaktadır.

Hatırlayın, genel seçimlerde bazı sokak röportajlarında pahalılığın sebebinin CHP ve Kılıçdaroğlu olduğunu söyleyenler bile vardı. Hoş, Süleyman Soylu partileri oy kaybetmesin diye, "zamları Allah yapıyor" demiş, bir de yemin etmişti. Bu zihniyete göre partimiz yanacağına varsın millet Allah'a diş bilesindi. Allah'ı bu çirkin siyaset ve benzetmeden tenzih ederim. Bu siyaset tarzının ne kadar İslam ve izan dışı olduğunu anlamak için bu örnek kâfi.

Cumhur İttifakı seçimi alınca her şey düzelecekti, değil mi? Hani düzeldi mi? Dört yıldır Sayın Erdoğan, enflasyon baharda düşecek, yazın düşecek, falan vakitte düşecek diye tarih veriyordu. Verdiği tarihlerin hepsinde bırakınız enflasyonun düşmesini hayat pahalılığı daha da arttı. "Ben ekonomistim" böbürlenmesinin ne kadar boş bir iddia olduğu ortaya çıktı. Ekonomi, uzman heyetlerin, bakanların kontrolünden çıkıp Erdoğan'ın kontrolüne geçtiğinden beri bu milletin yüzü gülmedi.

Bugün bir kilo bonfile 1100 TL, bir kilo kıyma 900 TL, bir kilo domates 70 TL, bir kilo salatalık 65 TL. Emeklilerin büyük kısmı aylık 10 bin TL maaş alıyor. Kiralar almış başını gidiyor. İstanbul, giderek orta gelirlilerin bile yaşayamayacağı bir kent haline geliyor. Birazcık vicdanı kalmış yahut bir-iki yandaş olmayan kanal, her gün Et ve Süt Kurumlarının önünden yayın yapıyor. Düşünebiliyor musunuz, gece 01.00'de gelip kuyruğa giren insanlar var. Neredeyse hepsi emekli, dar gelirli insanlar. Bir kilo kıyma ve bir kilo kuşbaşı için 7-8 saat bekleyenler var. Bu çileye rağmen hâlâ daha bunun sorumlusu olanları görmemekte ısrar eden geniş bir kesim var. Asıl problem de bu.

Bir siyasetçinin başarısı seçim kazanmakla değil, ülke sorunlarını çözmekle ölçülür. Bu millet Erdoğan'a büyük destek verdi, 22 yıldır her seçimde partisini birinci parti yaptı. Ama Erdoğan bu ülkenin kronikleşmiş tek bir sorununu çözemedi. Vatandaşı hep nutuklarla, parlak ifadelerle avuttu. Hâlâ da aynısını yapıyor.

Erdoğan iktidara gelmeden bu millet daha rahat geçinebiliyordu. Bölücü partinin oyu yüzde 5'ti, Suriye karıştırılmamış, askere operasyon yapılmamıştı. Ve üstelik dindar insanlara güvenimiz vardı. Erdoğan hepsini yerle bir etti. Bugün bölücü partinin oyu yüzde 10, dindarlık güvenilmezlikle eşitlendi. Kısaca iktidar olmak ve orada kalmak uğruna her şey çürütüldü. Aldığı büyük destek ve bu milletin verdiği büyük prime karşılık Erdoğan ülke sorunlarını çözmede başarısız bir liderdir.

Bu hakikat gün gibi ortadayken hâlâ her şeyin iyi gittiğini sanan bir kesim var. Bunlar en çok da yaşlı/emekli kesimde yaygın. Bazılarında tam bir zihinsel kapanmışlık söz konusu. Ne yazık ki, bunun acısını hep birlikte çekiyoruz. Eskiden sınıfta bir kişi yaramazlık yapar, öğretmen bütün sınıfı sıra dayağına çekerdi. Şimdi de -kendini körleştiren, aldatan- bu kesim yüzünden hepimiz acı çekiyoruz. Biliyorum, bir gün uyanacak ve bu ülkeye ne büyük kötülük yaptıklarını anlayacaklar ama korkarım ki o gün bunu telafi etmek çok zor olacak!