
Adnan Hazır
Yüksek gerilim ve gelen tehlike
Yaklaşık 3,5 ay önce 30 Ocak 2025 tarihinde Facebook hesabımda bir paylaşım yapmıştım.
O zaman diploma iptali, İBB başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk suçlamaları dan dolayı gözaltına alınması ve tutuklanması, yürüyüşler, mitingler, boykotlar, öğrenci gözaltı ve tutuklamaları, CHP genel başkanı Özgür Özele saldırı gibi olayları daha yoktu.
İşte o paylaşımım:
Umarım yanılırım ve yanılmayı da canı gönülden isterim.
Ülkemizde siyasi zemin çok sert gidiyor. Toplumun ciddi olarak stres altında olduğunu ve kutuplaştığını görüyorum.
Toplumumuz zaten ekonomik sebeplerden dolayı zorluklar yaşıyor, umutla ve sabırla güzel günler arzuluyor. Bir de siyasette yüksek düzeyde bir gerilim yaşanıyor.
Yangın faciasından, terörsüz Türkiye söylemine, siyasi ve gazeteci gözaltı ve tutuklamalarından, kayyımlara, terörle mücadeleden, rüşvet ve yolsuzluk iddialarına, sosyal medya mecralarındaki doğru ve yanlış paylaşımlarından, Atatürk hakkındaki çirkin ifadelere, Laik ve anti laik söylemlerden tarikat ve cemaat tartışmalarına, mahkeme kararlarından ülkemizin her meselesine kadar her konu ve alanda toplumumuz karpuz misali ikiye ayrıldığını izliyoruz.
Türkiye'de siyasetin yumuşaması gevşemesi saygı diline dönmesi gerekiyor. Türkiye'de iktidar halkın problemlerini çözmeye muhalefetin ise biz daha iyi yaparız, problemleri şu projelerle biz çözeriz noktasında hareket etmesi gerektiğine inanıyorum.
Toplum bu yüksek gerilim hattını kaldıramaz. Etrafımızda bizi de yakından ilgilendiren çok ciddi problemler var. Yeterince birlik ve dirliğimizi sarsabilecek demografik bir yapımız yani zayıf yanlarımız var. Her ülkede ve ülkemizde cirit atan ülkemizde provakatif zemin gözleyen ve tetikte olan yabancı istihbarat ajanları var. Bir de yukarıda anlattığım bir atmosfer oluşuyor.
Sosyal olaylar başladığında kontrol etmek mümkün değildir. İnşallah yanılırım. Ama bu durum ihtimal dışı değil.
Lütfen sağduyu...
Paylaşımım böyle bitmişti. Biraz daha tehlikeyi göz önüne koymakta fayda görüyorum. Yazımın sonunda bahsettiğim bu sağduyu önce tüm siyasi partiler ve liderlerine, basın kuruluşlarına, gazeteciler ve ve yorumculara, sivil toplum kuruluşlarına, sosyal medya kullanıcılarına, adalet sisteminden güvenlik güçlerine, vatandaşlarımızdan toplumumuzun her kesimine kadar gereklidir.
Şiddet, kaos, toplumsal olaylar, çatışmalar kan ve gözyaşı getirir. İstikrarsızlık tamamen hâkim olur. Her türlü dış müdahaleye açık hale geliriz ve Üniter yapımız tehlikeye girer. Ekonomi tam anlamıyla biter. Demokrasi sona erer. Yağma, talan başlar, asayiş senden hiçbir şey kalmaz. Kaybeden Türkiye ve milletimiz olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.