Halk Arasında 'Metin Amca' olarak bilinen metamfetamin ucuz ve kolay üretilebilir olması nedeniyle özellikle gençler arasında çok popüler.

Güçlü bağımlılık yapıcı etkisinin yanı sıra kısa ve uzun vadede bazıları kalıcı ciddi psikolojik ve fizyolojik yan etkileri olan bir maddedir. Açık kaynaklardan kolayca ulaşılabilecek konunun insan sağlığıyla ilgili olumsuz etkilerinden ziyade devleti ve bürokrasiyi esir alan, felç eden çürüten yönlerinden bahsedeceğim Uyuşturucu meselesi asla tek başına bir halk sağlığı meselesi değildir.

Ayak takımı hariç, Walter White'ın (Breakin Bad) dediği gibi "Kimse Meth işinde değildir. Herkes şahsi imparatorluğunu kurma, kutsal davalarını sürdürme peşindedir…"

Konu güç ve iktidar olunca hepimizin bildiği gibi bazılarının yapamayacağı kötülük yemeyeceği fışkı yoktur...

Uyuşturucu yoluyla elde edilen para öyle büyüktür ki insanları kan kokusu almış köpek balıkları gibi çılgına çevirebilmekte, bazı ülkelerde tepeden tırnağa yargı ve güvenlik bürokrasisini satın alabilmekte, hatta siyaseti ve iç savaşları finanse edip iktidarları bile belirleyebilmektedir.

Bazen bu miktarda bir parayı sisteme sokmak mümkün olmamakta saklayabilmek için toprak altına gömmek gerekebilmektedir.

Nitekim Pablo Eskobar'ın bir seferinde şiddetli yağışlar ve toprak kayması yüzünden yerinden çıkan gömülü paralarının küçük bir ırmağın ağzını tıkadığı söylenir.

Sağda solda sakladığı paralar hala birileri tarafından bulunmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Escobar'ın yeğeni yaşadığı evin duvarında 18 milyon dolara yakın para buldu.

Uyuşturucu aleminde kurallar katı ve serttir.

En ufak bir ihanet şüphesinde bile ceza ölümdür. Plato o pluma "Ya rüşveti (gümüş) alırsın ya da kurşunu yersin."

Bir süre sonra işler öyle çığırından çıkar ki Eskobar bile öldürüldüğü adalet bakanının ardından ''Ülkede sadece adalet bakanı ölmedi, aynı zamanda adalette ruhunu teslim etti. Bir mafya babası olarak kendimi adalet bakan yardımcısına teslim ettim, fakat bu ülkede adalet olmadığı için hiçbir şeyin yardımcısı falan değil'' diye adaletsizlikten şikâyet eder.

Konu uyuşturucuysa Meksika'da yaşananlardan ve uyuşturucu baronu Joachin Guzman (El Chapo namı değer Bücür) bahsetmezsek olmaz.

Uyuşturucu mafyanın hüküm sürdüğü suç dünyasında mutlak sadakat şarttır. Kimseye güvenilmediği için aile bağları ve değerlerinin çok önemli olduğu bir yapı söz konusudur.

En sağlam ortaklık suç ortaklığıdır yani. Familia Es Todo (Aile her şeydir) En güçlü oldukları aile, aynı zamanda zayıf karınlarıdır.

El Chapo binlerce kişinin bizzat ölümünden sorumluyken sırf tutuklanan oğlu için devlete savaş açmayı göze alarak sokakları cehenneme çevirmiş, koca Meksika devleti can kayıplarının önüne geçmek için geri adım atarak oğlunu serbest bırakmak zorunda kalmıştı.

Yakalanıp hapse atılamaz denilen bu canini yakalanması ve ABD'ye iade edilmesi ailesine olan zaafları yüzünden olmuştur. Devlet görevlileri ve suç dünyası baronlarının ilişkilerini gerçek olay ve kişilerden esinlenerek TV dizisi haline getirildi.

Büyük ilgi uyandıran ve dünya çapında izlenir hale gelen dizide Conrado Sol karakteri gerçek hayatta Meksika güvenlik bakanı Garcia Luna'dan esinlenerek diziye aktarılmış. Meksika başkanlığı hayaliyle yanıp tutuşan ve bu hayal uğruna her şeyi yapmaya hazır, üzerinden hiç çıkarmadığı takım elbisesi kravatı ve sürekli sinek kaydı tıraşıyla dürüst ve düzgün bir bürokrata benzemesine rağmen testereyle adam kesen, canlı canlı insanları ütüleyip gömen kartel üyelerinden çok daha tehlikeli, kendi partisi ve liderine ihanet eden, kazanan tarafta olmayı her seferinde beceren hiçbir değer yargısı ve kutsalı olmayan ilginç bir kişiliktir.

Uyuşturucu aleminin baronlarıyla tek bir fotoğraf karesine dahi girmemiş, mafyaya karşı takındığı sert tavır ve sözlerle görev aldığı hükümetlerde uyuşturucuyla mücadelenin ekran yüzü olan bu şahıs gerçekte ise mafyayla kurduğu kirli ilişkiler ve içine girdiği siyasi dalaverelerle tipik bir yozlaşmış Latin Amerika siyasetçisi prototipidir.

Rabbim düşmanımız olan ülkelerin başına bile böyle şeytanları musallat etmesin.

2019’da ABD’de ömür boyu hapse mahkûm edilen El Chapo, halen New York’ta yüksek güvenlikli bir ceza evinde cezasını çekiyorken, uyuşturucu çetelerini koruyan ve milyonlarca dolar rüşvet alan Luna'nın davası da aynı ülkede devam ediyor.

Meksika Luna davasını kendi ülkesinde devam etmesi için talepte bulunuyor.

Belli ki ortaya saçılacak gerçeklerden çekiniyorlar. Sonuç olarak mafya siyaset ilişkisinde kimin nerede durduğunu anlamak gerçekten kolay değildir.

Ama onca ailenin ahını alan insanlar için genel kural pek değişmiyor. İspanyolca bir söz var. ''A Lo Hecho Pecho; Yapan Sonucuna Katlanır, Eden Mutlaka Bulur'