70 yıllık bürokrasi diktatoryasında CHP hep vardır.

Sistemin ballı beslemesi yaptığı CHP, 70 senedir bugün ki gibi muhalefet yapmadı diyordum ama her zaman aynısını yaptı.

Hiçbir zaman karşı çıkmadı, karşı çıkıyormuş gibi yapıp seçkin ve ayrıcalıklı hayatlarını sürdürdüler. Ne ortaya kayda değer bir muhalefet koyabildiler ne de iktidar yürüyüşü başlatabildiler.

İşte bu yüzden Türkiye'nin refah düzeyi yüksek ve gelir grubu en yüksek şehirleri ve semtlerinde CHP açık ara iktidardır, belediyeler onlardadır.

Cumhuriyet’in her türlü güzel imkânları 70 sene bunlara sunuldu. Onlara sunulan bu ballı kaymak bölgeler sayesinde sağ siyaseti iktidar oldu ve ayakta kaldı.

Türkiye'de seçmenin Demokrasiden, Cumhuriyet değerlerinden vazgeçme uğruna olsa bile Siyasal İslamcılara teslim olmasının da altında yatan gerçek budur.

CHP’lilerin bu vebali fark etmeleri sonucu son yıllarda gerçekçi bir muhalefet yapıyorlarmış gibi bizlere zannettirmeyi başardılar, bizde "takdire şayan" muamelesi yaptık. Ne hikmet ki altı boş olan isnatlar, suçlamalar ve hatta kırdıkları toplum değer potları ile adeta iktidar ortağıymış gibi hareket ettiler.

Ne yazık ki CHP zihniyeti hala hastalıklıdır!

Bir kere bölücü ve ayrılıkçı unsurlara demokrasi romantizmi ile kucak açmaktadır. Bu yaşananlar sağ seçmeni her zaman kendisine karşı dikkatli ve mesafeli yapmıştır.

Hâlbuki Merkez sağ iktidarları her zaman Türkiye'de hayati hatalar yapmış olsa dahi iktidarı kaybetmeyeceklerdir.

Bugünün Türkiye’sinde AKP tıkanmış olan siyasetin önünü kapatmaya, antidemokratik uygulamalarla özgürlüklere gem vurmaya devam etse bile bu ülkenin başına CHP iktidarını beklemek ütopik bir hayalden öte gidemez.

CHP’de alenen ve bile isteye yaptığı bu hatalar ile yine sağcı, liberal bir iktidarın kapısını aralayacaktır. Belki de hizmet ettiği nokta budur ve biz bu ince noktayı cahilliğimizden dolayı kaçırmaktayız.

Sayın İmamoğlu kesinlikle halkçı bir belediye başkanlığı yapamıyor çok tarafgir, CHP içindeki bölücülere teslim olmuş vaziyette ve kendisine oy veren milliyetçilerin hassasiyetlerini dikkate alamamakta direnmektedir. Bu devletin hâkiminin canına kıyan Yılmaz Güney'in mezarını ziyaret etmesi gösterebileceğim kötü örneklerdendir.

Düşünce ve savunma anlamında eksiklikleri olduğu gibi “Her şey güzel olacak” sloganı ile bağdaşmayan ve her şeyin daha da kötüye gittiği bir İstanbul’da kendisine destek veren dar gelirli fakir kesimi yok saymış onların alışveriş yaptığı halk ekmek gibi ve toplu taşıma gibi hususlarda sınıfta kalmıştır.

Basın özgürlüğü insan hakları vs. sadece CHP için istismar aracı gibi gözükmektedir.

Medya konusunda sınıfta kalmışlardır. Kendilerine ait televizyon ve imkânları sadece kendi radikal taraftarlarını çıkartarak, yandaş televizyonlardan hiçbir farkları yoktur. Farklı muhalifleri görmezden gelmektedirler. Muhalif basını yok saymaktadırlar.

Bugün Türkiye CHP’yi ne yaptığı siyaset ile ne Kemal Kılıçdaroğlu ile değerlendirmektedir. CHP iktidarı bu ülkede İmamoğlu’nun yapmış olduğu icraatlar ve göstermiş olduğu performans ile değerlendirmektedir.