CHP ile DEM yerel seçimlerde İstanbul, Mersin ve İzmit’te kendi tabirleriyle kent uzlaşısı yaptılar. Geçen yerel seçimlerde hem ittifak kurma sürecini hem de seçim kampanyasını çok dikkatli ve oldukça başarılı yürütmüşlerdi. Öyle ki, CHP’nin Kadıköy ve Esenyurt adaylarını HDP’ nin belirlediğini, Kadıköy adayının ismi Kürtçe olan bir vatandaşın olmasını şart koştuğunu yakınlarda öğrendik. CHP’nin metropollerde seçimleri kazanması için HDP ile ittifak yapması lazımdı. Fakat milliyetçi, ulusalcı ve muhafazakar oyları kaybetmemek için ‘’İttifak yapmadık.’’ diyebilmeliydiler. 

Örneğin Ekrem Bey, hem bölücülük ve terör konularında son derece hassas olan hemşerilerinden hem de HDP seçmeninden oy alırsa kazanabildi.   Kampanya boyunca ‘’Biz HDP ile ittifak yapmadık. Bizim adaylarımızı karşılıksız destekliyorlar. Ne yapabiliriz?’’ dediler ve seçim sonuçlarına göre seçmenlerin çoğunu ikna ettiler. Bu seçimlerde ise hem çok daha kısıtlı bir coğrafyada iş birliği yapıyorlar hem de bunu alenen deklere ediyorlar. CHP, Esenyurt adayını geri çekerek, 2015 genel seçimlerinde HDP’ den Van milletvekili aday adayı olmuş bir akademisyeni belediye başkan adayı gösterdi. Dem Partiye, 22 ilçede belediye başkanı adayı göstermeyip CHP’yi desteklemesi karşılığında 32 belediye meclis üyeliği verildi.

Denilebilir ki: ‘’Dem Parti neden 17 ilçede aday gösterdi?’’ Dem Partinin aday gösterdiği ilçeler, aday göstermesinin sonucu etkilemeyeceği yani seçim sonuçlarının bugünden belli olduğu ilçeler. Örneğin Gaziosmanpaşa, Esenler ve Başakşehir’i Ak Partinin, Bakırköy, Beşiktaş ve Kadıköy’ü CHP’nin kazanacağı belli. Ama aday gösterilmeyen ilçelerde ya yarış başa baş ya da Demin oyları iki parti arasındaki farkı kapatabilir durumda.

Demin CHP ile ittifak yapması anlaşılabilir. Esenyurt ve Akdeniz belediyelerini ele geçirecekler. İstanbul, Mersin ve İzmit Büyükşehir Belediye Meclislerinde grup kuracaklar. Başkanlar ve meclis üyeleri CHP’li gözükeceğinden görevden alınmaları ve yerlerine kayyum atanması gibi bir riskte olmayacak. Aslında Dem, Ak Partiyle anlaşmak istiyordu. CHP’den alabilecekleri çok sınırlı ve onları da ancak CHP seçimleri kazanırsa alabilecekler. Oysa Tayyip Bey sadece dokuz ay önce cumhurbaşkanı seçildi. Dört yıldan uzun süre iktidarda olacak. Ak Partiyle anlaşabilseler; kayyum atanmayabilir, yurtdışı operasyonlar durabilir, genel af çıkabilirdi. Ahmet Türk’ün ve Leyla Zana’nın Tayyip Beyi öven konuşmaları ve Demirtaş’ın son duruşmasında yaptığı savunma aslında ‘’Biz anlaşmaya hazırız.’’ mesajıydı. Başak Demirtaş’ın aday olabilirim mesajının da iki muhatabı vardı. Ak Parti ve CHP. Ak Parti’ye, ‘’Bizimle anlaşırsan Başak Demirtaş aday olur ve Dem Partinin oylarını konsolide eder. Dem tabanından oy alamayan İmamoğlu seçimleri kaybeder.’’ dediler. CHP’ye ise ‘’Bizimle anlaşmazsanız Başak Hanımı aday yaparız, seçimleri kaybedersiniz.’’ mesajını verdiler.   Tüm gayretlerine rağmen Ak Partiyi masaya çekemediler.

Ekrem Beyin kent uzlaşısına karşı olduğu ve son ana kadar direndiği söyleniyor. Ekrem Bey uzlaşı olmasa da Dem seçmeninden oy aldığını, anketlerin bu durumu gösterdiğini savunuyormuş. ‘’CHP-Dem ittifak yaptı.’’ iddiası dillendikçe İmamoğlu’na yönelen İyi Parti seçmeni partisine geri dönebilir ya da Zafer Partisine yönelebilir. Karadenizli seçmende de fikir değişiklikleri olabilir. Ekrem Bey, cumhur ittifakından da oy alabilen nadir CHP’lilerden. Dem uzlaşısı cumhur ittifakından gelecek oyların önünü keser.

Henüz dillendirilmemiş muhtemel bir gelişmeyi biz gündeme getirelim. Kent uzlaşısı, ‘’Seçimi kaybediyoruz.’’ tespitini yapan Tayyip Beyin YRP üzerindeki baskıyı arttırmasına ve daha tavizkar politika izlemesine yol açacak. ‘’Ak Parti seçimleri kaybederse muhafazakar kesimler bizi suçlar.’’ diye düşünen Refah Partililer de anlaşmak yönünde tavır alabilir.

Kısaca genel seçimlerde, Fatih Erbakan nasıl önce aday olup sonra Ak Partiyle anlaşarak adaylıktan çekildiyse, yine çekilebilir. İddialara göre, uzlaşı yapma kararı parti meclisinden Özgür ve Kemal Beylere yakın üyelerin oylarıyla geçmiş. Bu üyeler, uzlaşı sayesinde, Dem Partinin aday göstermeyerek CHP’yi destekleme kararı aldığı ilçelerden en az beş tanesinin Ak Parti’den CHP’ye geçeceğini savunuyorlar. Özgür Özer Tekirdağ mitinginde, ‘’Paralı askerlik yapanlardan oy istemiyoruz.’’ gibi akla hayale sığmayan bir ifade kullandı. Bu ifadeden sonra gazetelere Ekrem Beyin paralı askerlik yaptığını gösteren fotoğraflar düştü.

Bu fotoğrafları, askerliğini 18 ay komando olarak Güneydoğu Anadolu bölgesinde yapan Murat Kurum’un fotoğrafları izledi. Söz konusu haberlerde Kurum’un gönüllü olarak Şırnak’a gittiği ve terör operasyonlarında görev aldığı yazıyor. Uzlaşı kararını desteklemesini ve paralı askerlik konusundaki beyanlarını üst üste koyunca, Özgür Beyinde Kemal Bey gibi Ekrem Beyin seçimleri kaybetmesini istediği düşünülebilir. İmamoğlu İstanbul’u yitirirse, bugünkü ağırlığını koruyamaz.

Son açıklanan anketleri değerlendirdiğimizde, İstanbul’da kafa kafaya bir yarış olduğu gözüküyor. Kent uzlaşısının sonuçları nasıl etkilediğini önümüzdeki hafta daha net görürüz. Ekrem Bey seçimleri kazanırsa sadece cumhur ittifakına ve Meral Hanıma karşı kazanmış olmayacak. Aynı zamanda Özgür Bey ve Kemal Beye karşı da zafer ilan edecek. Liderliğini pekiştirecek. Kaybederse ilk fırsatta düzenlenecek CHP Kurultayında genel başkan olmaya çalışacak.