Alparslan Güler

Alparslan Güler

27 Mayıs darbesinin mimarı

Orduda ilk cunta, ezanın asli haliyle okunmasına imkân tanıyan yasal düzenleme yapılınca kuruldu. 1950’li yıllarda Türkiye’de açılan, kapanan, kurulan, dağılan, birbirleriyle dirsek temasında olan ya da birbirlerinden habersiz onlarca cunta vardı. Bu örgütler, başlangıçta, zayıf olduklarından müdahale yapmaktan ziyade, önemli ve kritik noktalara kendi arkadaşlarının tayinlerinin yapılmasını hedeflediler.

İnönü ‘nün çok erken tarihlerden itibaren cuntalarla ilişkileri vardı. Fakat Batı blokunda yer edinebilmek için demokratik rejim devam etmeliydi. Bu nedenle uzun süre darbe yapılmasına engel oldu. Demokratların memleketi iyi yönetemeyeceklerinden emindi. Vatandaş onu arayacak ve CHP’yi iktidara getirecekti. 1954 seçimlerinde Demokratların oyları artınca, 1957 seçimlerinde Hür Parti ve Millet Partisiyle yapılan iş birliğine ve ekonomik krize rağmen DP tek başına iktidara gelince, İnönü ihtilalin tek yol olduğuna kanaat getirdi.

1958 senesinde İMF ile imzalanan anlaşmanın ardından ekonominin düzelmesi ve 1959’da meydana gelen uçak kazası ve Kıbrıs’ta elde edilen haklar Demokratları çok güçlendirdi. Kazadan yaralı kurtulan Menderes, yeniden milletin sevgilisi haline geldi. Milleti, ‘’ya ölseydi? ya yeniden İnönü başa gelseydi?’’ soruları ve bu soruların cevapları tedirgin etti. Seçime gidilseydi sonuç nasıl olurdu sorusuna dört yıl İngiltere Büyükelçisi olarak görev yapan Burrows’un şu yanıtı verdi: ‘’Eğer 1960 ilkbaharında bir seçim yapılsaydı, DP’ye ülke çapında, ekonomik programından dolayı hâlâ büyük destek vardı. Bunun sebeplerinden biri Menderes’in gelişmeye önem vermesidir. Onun takip ettiği politikalar, geleneksel kalkınma politikalarıdır. Maksadı Türkiye’yi Batı standartlarına çıkarmak ve refahı yaymaktı. Bu amaç doğrultusunda oldukça fazla yol, fabrika yapımına, hidroelektrik santrali inşasına girişmiştir. Güneydoğuya rafineri yapmayı ayrıca tarımda ürün çeşitlerinde ve üretim hacimlerinde artış sağlamayı istiyordu. Menderes Türkiye’nin kalkınması için kendine özel bir görev verildiğini düşünüyor ve elinden geleni yapıyordu.’’

1958 ve 59 yıllarındaki gelişmelerden sonra ihtilalin iktidara gelmek için tek yol olduğuna emin olan İnönü düğmeye bastı. Nitekim CHP’de uzun yıllar milletvekilliği ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerini yürüten Orhan Birgit yıllar sonra Sanem Altan’la yaptığı söyleşi de ‘’O zaman gençlik kollarının başındaydım. İtiraf ediyorum. Olayları öğrencilerin sloganlarına varıncaya kadar biz organize ettik.’’ dedi.

Yüzbaşı Ahmet Er, arkadaşı Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı’yı ziyarete gider. Er, iki siville görüşme halinde olan Erkanlı’nın odasına girer. Odaya girince siviller şaşkınlık yaşarlar. Kurmay Binbaşı hemen duruma müdahale eder. Onlara döner ve “Yüzbaşım yabancı değil; devam edin” der. Bunun üzerine sivillerden biri Erkanlı’ya brifing vermeye devam eder: “Binbaşım, Saraçhane’de iki grubu birbirleriyle çatıştırdık. Kavga bütün şiddetiyle devam ediyor.” Ve “Başka bir emriniz var mı?” diye sorar. “Teşekkür ederim! Böyle devam edin” diyen Erkanlı, bir süre sonra onları yolcu eder. Er, şaşkınlıkla “Binbaşım! Bu adamlar kimdir?” diye sormaktan kendini alamaz. Erkanlı’nın cevabı oldukça manidardır; “Bunlar, Halk Partisi milletvekilleridir.” Bu duruma Er “Memleketin genç evlatlarını birbirine kırdırıyorlar. Bu ne haince iştir?” sözleriyle tepki gösterir. Erkanlı ise “Olaya öyle bakma, onlar, ihtilale zemin hazırlıyor!” karşılığını verir.

Yıl, 1954. Yer, İsmet Paşa’nın evi. Olayın kahramanı, o dönem CHP milletvekili olan Lütfi Kırdar’dır. Kırdar, “İsmet Paşa'nın evinde Faik Ahmet Barutçu, Sadi Konuk, Cevat Dursunoğlu ve ben oturuyorduk. Konu, Demokrat Parti'nin gücü, Halk Partisi'ne karşı tutumu ve önümüzdeki seçimlerdi.” der ve devam eder; ‘’ Dursunoğlu, Demokrat Parti’nin milletin içine iyice yerleştiğinden, özellikle köylerde Halk Partisi’nin güç kaybettiğinden, seçimle Demokrat Parti’yi yenmenin hayal olduğundan ve darbeden başka çözümün olmadığından bahseder.’’ Bu konuşmadan sonra Dursunoğlu; “paşam” der ve devam eder; “Dört yıldır dilimin döndüğü kadar bunları size anlatıyorum. Fakat siz, inat ve ısrarla milletin bu politika acemilerine itibar etmeyeceğini ve Halk Partisi yönetimini arayarak oylarını bize vereceğini söylüyorsunuz. Bunları süngüden başka hiçbir şey koltuktan indiremez.”

Paşa, önce cevap vermez. Bir müddet susar. Sonra yüzünü Ahmet Faruk Barutçu’ya çevirir. Belli ki onun da konuşmasını istemektedir. Barutçu sözü alır ve Dursunoğlu’nun fikirlerine katılmamakla beraber gerçeğin maalesef böyle olduğunu, bir hükümet darbesi yahut ihtilalden başka hiçbir suretle demokratların devrilmesinin mümkün görünmediğini söyleyerek konuşmasını tamamlar.

Herkes, Paşa’nın ne diyeceğini ne düşündüğünü merak etmektedir. İnönü kendisinden beklenen konuşmayı yapar: “Önümüzde seçim var. Bütün gücümüzle saldıracağız ve boş yerlerini kollayacağız. Eğer yine de deviremezsek o zaman, tam o anda Barutçu’yla Dursunoğlu’na bakar ve sizin dediğiniz yolu deneyeceğiz” der ve ekler; “Fakat tutumlarına bakıyorum da ben de size katılmak ihtiyacını duyuyorum ama kararı seçimden sonra vereceğiz.” Kırdar, duydukları karşısında şaşkındır; “Ben dondum kaldım” der. Biraz sonra izin isteyen Kırdar, Sadi Konuk’la beraber İnönü’nün yanından ayrılır. “Ben ihtilal pazarlığı yapılabilen bir partide bir dakika bile duramam” diyen Kırdar’a, Konuk da destek verir. Hem Kırdar hem de Konuk CHP’den istifa ederler.

İnönü’nün damadı Toker'e göre, 1958'in 19 Mayıs'ında CHP'nin gazetesi Ulus'ta "Atatürk'ün Bursa Nutkunun’’ yayımlanması "sebepsiz değildi!" Bu nutukta Atatürk, "Memleketin polisi vardır, jandarması, ordusu, adliyesi vardır demeyeceksin" diyerek inkılapları kurtarmak için gençleri eyleme çağırıyordu. Toker, CHP'nin "yeraltı çalışmalarından" da bahseder, "İhtilale yeşil ışığı İsmet Paşa'nın yaktığı bir gerçektir" diye vurgular. Toker'e göre, "ihtilalin esası, Ordu+ CHP unsuru" idi. Toker ihtilal hazırlığının 1957'de başladığını yazar. Menderes'in CHP'yi kapatmak için kurduğu iddia edilen Tahkikat Komisyonu'nun teşkilinden üç uzun yıl önce.

Nihat Erim 20 Ağustos 1960 günü günlüğüne şu notu yazar:" 27 Mayıs darbesinin zaruri hale gelmesinde İnönü'nün mesuliyeti yok mu? Ciddi, samimi ve ısrarlı bir uzlaşma aradı mı? Buna rağmen yürüttüğü 1955-60 politikasının ülkeyi askeri darbeye götüreceğini anlamadı mı? Askeri darbenin neticesini hesaplayamadı mı? Son bir buçuk yıl nutuklarıyla da böyle bir darbeyi teşvik etmedi mi?"

Erim'in 27 Şubat 1962 tarihli notu:" (İnönü) 27 Mayıs'ı teşvik etti, askeri ihtilale azmettirdi. Şimdi onlar bir darbe ile Meclis'i, hükümeti, devlet reisini yıkıverince, işin kolay olduğuna hükmettiler. Yeni hevesliler çıkıyor" CHP'li Avni Doğan, gazetecilere orduyu ihtilale nasıl kışkırttıklarını somut olaylar ve isimler vererek açıkladı.

Darbe yaklaştıkça İnönü’nün damadı Metin Toker’in yönetimindeki Akis aklın, hayalin almayacağı iddiaları gündeme getirdi :‘’Menderes, Kars ve Ardahan’ı sattı, Taşlıtarla da yedi bin çapulcuya asker kıyafeti giydirilip, halka ateş açılarak orduyla halkın arası bozulacak, Harp Okulu öğrencileri mitralyözlerle taranıp imha edildi, Bayar’ın 103 milyon lirası var, 28-29 Nisan öğrenci olayları sırasında yüzlerce genç öldürüldü, cesetleri kıyma makinelerinden geçirilerek Ankara-Konya asfaltının altına saklandı’’ (Bir başka varyantta Et Balık Kurumunun buzluklarına koyuldu.) asılsız iddiaların belli başlılarıdır.

Darbecilerden Orhan Erkanlı, ‘’Biz Akis ve Ulus okuyarak darbe yaptık.’’ der. Erkanlı, darbeden sonra Metin Toker’e ‘’Akis’te yayınladığınız iddiaların hepsini araştırdık, hiç bir şey çıkmadı.’’ deyince, Toker ‘’Gazetecilikte ilgi çekmek için böyle şeyler yapılır.’’ diye cevap verir. Hulasa, 27 Mayıs İnönü’nün eseridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Alparslan Güler Arşivi

Türkistan’ın Ruhu: Fergana Vadisi

27 Mayıs 2025 Salı 09:51

Maturidilik her derde deva mı?

23 Mayıs 2025 Cuma 12:30

Bir Pakistan Hikayesi: Taliban

20 Mayıs 2025 Salı 09:48

İsmet İnönü’nün planı

16 Mayıs 2025 Cuma 10:31

Türkleri Alevi ve Şii Yapan Padişah

08 Mayıs 2025 Perşembe 11:03