Sözün başında Kürtlerle kardeş olduğumuzu, Kürtlerle geçmiş ve gelecek birlikte yaşamınızın olduğunu, şanlı bayrağımızın gölgesinde ortak vatanımızda devletimizin sınırları içinde barış ve zenginlik içinde birlikte sonsuza kadar yaşamaya niyetli olduğumuzu söyleyelim.

Son yüzyılda Kürt kardeşlerimizin içinden, Kürt olup olmadıkları belli olmayan Emperyalist işbirlikçileri çıkıyor.

Tabi Kürtlerin Türklerle birlikte yaşadığı Anadolu’nun Güneydoğu bölgesi tüm Ortadoğu gibi yeraltı zenginliği yüksek bir kara parçası.

Emperyalizm de bu kıymetli kara parçasını ne Türklere nede Kürtlere bırakmak istemiyor.

Bölgede uyguladığı elitist işbirlikçi devşirme insanların toplum lideri olarak sunulması ve siyasete bu yolla el koyma alışkanlığını bu bölgede de hayata geçirdi. Planını uyguluyor.

Büyük Ortadoğu projesinin küçük küçük parçaları bunlar.

Emperyalizm elitist üretmede ve işbirlikçi siyasetçi üretmede zorluk çekmiyor.

Var yani.

Sırada bekleyenler çok.

Geçenlerde İstanbul Kadıköy Süreyya opera salonunda soprano adıyla Pervin Chakar adlı bir sanatçının operası vardı.

Pervin Chakar’ı CHP genel başkanı Özgür Özel, HDP eş genel başkanı Pervin Buldan, CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve bir kısım zevat birlikte izledi.

CHP genel başkanı Özgür Özel ile HDP eş başkanı Pervin Buldan’ın konserden önce opera binasının misafir odasında bir süre görüştükleri de kabul edildi.

Özgür Özel ‘in sanatçı Pewin Chakar’ın sahnede elini öpmesi çok tartışıldı.

Tabi çok karşı çıkanlar oldu. Karşı çıkanlara karşı çıkanlarda oldu.

Karşı çıkanlar Atatürk’ün koltuğunda oturan Özgür Özel’in yaptığı davranışı Atatürk’ün asla yapmayacağını iddia etti. Bende aynı kanaatteyim.

Bu karşı çıkışın bir hayırlı bir tarafı da ortaya çıktı.

Türkiye içinde bölücülerin ne kadar çok olduğunu, umulmayan insanların içinde bölücülük sakladıklarını tüm toplum gördü.

Sahne alan ve eli Özgür Özel tarafından öpülen Perwin Chakar (adı Pervin Çakar imiş ama değiştirmiş) 42 yaşında, Mardinli, Kürtçeyi 10 yıl önce öğrendiği söyleniyor. (hatırlayalım Abdullah Öcalan’ın da ilk zamanlarda Kürtçe bilmediği söylenmişti.)

Perwin hanımın 2012 den önce Kürtçe repertuvarı olmadığı iddia ediliyor.

Mardin’de doğup Diyarbakır’da güzel sanatlar lisesinde “Çello” dersleri alıyor. (muhtemelen Trabzon dada ve ya Eskişehir dede güzel sanatlar lisesi vardır ama bu büyükşehirlerimizdeki liselerde “Çello” dersi var mı bilmiyorum?)

Perwin hanım Milli Eğitim bursu ile Türk devleti tarafından İtalya’ya gönderiliyor, çeşitli eserlerde sahne alma fırsatı buluyor.

Buralara kadar ne ismini değiştirmek, ne Kürtçe, ne Bölücülük görülmüyor.

Fakat keşfediliyor. Önce Kürtçe öğretiliyor, sonra Kürt Sopranosu olarak takdim ediliyor ve tabii Türkçeyi anımsatan anne ve babasının kendisine verdiği isimden kurtulunuyor.

İtalya Milano’da Ermeni Taşnakçı müzisyenlerle tanışıyor çalışıyor, eski Ermenice ayrılıkçı türküleri Kürtçeye çevirip okumaya başlıyor.

Ve Ermeni diasporası tarafından fonlanan bir “Elitist Kürtçü” olarak piyasaya sürüldü.

Hanımefendinin sosyal medya hesapları incelendiğinde sürekli bir konser bileti pazarlama yazılarıyla birlikte son zamanlarda bölücü yaklaşımlar, PKK ağzı ile yazılar görülüyor.

“Kendi dilimle müzik yapamayacak mıyım?” diye yaptığı paylaşıma ancak şöyle cevap verebiliriz.

“Tabi ki Türkiye’de herkes kendi diliyle yazacak konuşacak sanat yapacak ama hiç kimse hiç bir dilde küfür etmeyecek, bölücülük yapmayacak, terör destekçiliği yapmayacak. Daha doğrusu yapamayacak.” diyebiliriz.

En enteresan sahte savunmayı CHP Diyarbakır milletvekili PKK’lı teröristlere sözde avukatlık yaptığı iddia edilen Sezgin Tanrıkulu yaptı.

“ Perwin Chakar eşit vatandaş olmak istiyor. Kürt olduğu için tavır alınıyor.” dedi.

Kadıköy’de Süreyya operasının lüks koltuklarında, en ayrıcalıklı bir şekilde ağırlanırken söyledi bu sözleri.

Kendisi üst düzey ultra bir yaşam içindeyken, Türkiye’de hukuk fakültesini bitirip avukatlık yapar ve yüksek ücretler alırken, Perwin Chakar hanımefendi Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığının okulunda “çello” dersleri alıp Avrupa’ya devlet bursu ile gönderilirken, Perwin hanımın eğitim giderlerini Yozgat Akdağmadeni’ndeki Türk çiftçi öderken eşit vatandaşlık istiyor.

Türkiye cumhuriyetinde asıl Türkler eşit vatandaşlık istiyor.

Aklıma Nihal Atsız ‘ın “Topal Asker” şiiri geldi.

Bazı mısralarını unutmuşum.

Yeniden okudum…