Ertuğrul Türkoğlu

Ertuğrul Türkoğlu

Her şey geçici Türklük ebedidir

Türkiye’nin büyük devlet olabilmesi için ittifaklar kurmasının gerektiği muhakkak. İttifak kurmazsak/kuramazsak bile imkanlar dahilinde bütün devletlerle iyi geçinmeliyiz. Savaştan uzak durmalıyız. Ancak bu yöntemle kalkınabilir, zenginleşebiliriz. Düşüncem budur ve şu an takip ettiğimiz dış politikayı bu çerçeveye oturduğundan başarılı buluyor ve destekliyorum. Uyguladığı gerçeklikten kopuk ve ütopik politikalara rağmen İran’la ilişkilerimizi iyi tutmaya çalışmamızı doğru buluyorum. Gazze’deki katliam bittikten ve Netanyahu tasfiye edildikten sonra İsrail’le olan ilişkilerimizi de düzeltmeliyiz.

Bu strateji dahilinde Araplarla ve Kürtlerle ittifak kurulması çok mantıklı. Ankara’nın Terörsüz Türkiye girişiminde hedefleri; emperyalistlere taşeronluk yapan PKK’yı tasfiye etmek, PKK’ya sempati besleyen vatandaşları devletleriyle bütünleştirmek ve yurtdışında yaşayan 20 milyon Kürdü (Lurlarla birlikte 30 milyon) Türk milletinin parçası haline getirmek.

Düşünün, vatandaşlarımızdan %10 kadarı milli maçlarda rakibi tutuyor. Gol yediğimizde seviniyorlar. Biz buna kızabiliriz, böyle davrananlara hain diyebiliriz. Devletlerin duyguları yoktur. Böyle durumlarda devlet aklı devreye girer. Devletler dayandıkları toplumsal tabanı genişletebildikleri kadar güçlüdürler. Yani Kürtlerle ittifakın hem içe hem de dışa dönük hedefleri var. Oysa Araplarla ittifak sadece dışa dönük. Zira yapılan anketlerde ‘’Ben Arap’ım’’ diyenler ahalinin %1’i. Onlarında-Esad rejimi tarafından kandırılmış küçük bir azınlık hariç- devletleriyle sorunları yok.

Türkler ve Araplar Ortadoğu’nun en güçlü milletleri. Birbirlerini tamamlayan iki millet. Arapların zengin enerji kaynakları, kullanılmaya hazır trilyon dolarları ve gerçekleştirilmeyi bekleyen devasa projeleri var. Türkiye’nin ordusu, girişimci sınıfı ve müteahhitlik şirketleri güçlü. Körfezin petrol ve gazının Avrupa’ya en düşük maliyetle ulaşacağı güzergah Türkiye’den geçiyor. Doğu Akdeniz’de iş birliği yapıldığında iki tarafta kazanır. Konumuz bu olmadığından örnekleri arttırmayacağım.

Bölgesel unsurlarla yani Arap ve Balkan devletleriyle, Rusya’yla, İran’la yapılan ittifaklar emperyalistlerin hareket alanını daraltır. Bunlarla beraber ittifaklar kurmamız tarihi gerçekleri çarpıtmamızı gerektirmez. ‘’Malazgirt savaşında ordumuzda Kürtler ve Araplarda vardı’’ demek başkadır. ‘’Malazgirt ortak zaferdir.’’ demek başkadır. Ordumuzda Kürt’te, Arap’ta, Ermeni’de, Rum’da, Gürcü’de vardı. Haddizatında aynı uluslardan hatta on binlerce Türk, Bizans ordusunda da vardı. Bir orduda yüz askerden biri Kürt veya Arap diye ittifak yapılmış olunmaz, dolayısıyla zafer ortak olmaz.

Talas dışında Türkler ile Arapların ittifak ettiği bir savaş yok. Zaten Araplar 800’lerin başında savaşmayı ve ülkelerinin yönetimini Türklere bıraktılar. Daha doğrusu Türklerin, Araplardan doğan boşluğu doldurduğu coğrafyalarda İslam’ın hakimiyeti devam etti. Türklerin olmadığı coğrafyalar kaybedildi. Bunun en güzel örneği Endülüs’tü. Eğer Türkler olmasaydı Bağdat, Kahire ve Şam’ın hatta Hicaz’ın akıbeti Endülüs’ten farklı olmazdı. Türkler Kuzey Afrika’ya gittiklerinde sahil kentlerinin tamamı Avrupalılarca alınmıştı. Yani ecdadımız müdahale etmeseydi Kuzey Afrika aynı Endülüs gibi ebediyen kaybedilecekti.

Gelelim Kudüs’ün fethine. Arapların Haçlılara kaybettiği Kudüs ve civarındaki kentleri Selahattin Eyyubi kurtardı. Selahattin’in milliyeti tartışmalıdır. (Bana göre Türk’tür. Kardeşlerinin adı Turan Şah ve Gökbörü. Siz tarihte ve günümüzde bu isimleri taşıyan Arap ve/veya Kürt duydunuz mu, gördünüz mü?) Ama tartışmasız olan bir şey var ki Selahattin’in ordusu Türk’tür. Yani Mısır’ı Fatımilerden, Kudüs’ü Haçlılardan kurtaran Türk ordusudur. Bir ittifak ordusu değildir. Eyyubi devletinin sadece tebaası Arap’tı.

Anadolu’yu, İstanbul’u, Macaristan’ı, Balkanları, Hindistan’ı ve Doğu Avrupa’yı fetih eden Türklerdir. Belki ordularda birkaç Arap, birkaç Kürt olabilir. Kaldı ki Türklerin Balkanları fetih ettiği orduların çoğunda Bizans, Bulgar ve Sırp birlikleri vardı. ‘’Rumeli’de elde ettiğimiz zaferlere Rumlarla, Bulgarlarla ortaktır’’ diyebilir miyiz? Ankara savaşında mağlup olunacağı gözükünce veziriazam, vezirler ve Mustafa dışındaki şehzadeler kaçtılar. Yıldırım’ı esir alındığı ana kadar terk etmeyenler, kahramanca ve korkusuzca ölenler Sırp askerleriydi. Bu tespiti Araplar için yapabileceğimiz bir tane savaş yok.

Araplar 800’lerin başında savaşmayı bıraktılar. Tanzimat’a kadar ne Osmanlılar ne Selçuklular ne Memlukler ne Eyyubiler Arapları askere almadı. Osmanlılarda ve Selçuklularda Arap devlet adamı ve komutanı yok mesabesindedir. Nasıl ittifak kurmuş olabiliriz? Türkler cihan hakimiyetini ittifaksız ve ortaksız gerçekleştirdiler. Hakikat budur.

Kürtlerle olan durum daha farklıdır. Osmanlılar Kürtlerle Safevilere karşı ittifak kurdular. Kürtler bu ittifakta üzerlerine düşen sorumlulukları bihakkın yerine getirdiler. İran’a ve Irak’a yapılan seferlere katıldılar. İran ve Kafkasya dışında yapılan seferlere genelde katılmadılar. Çünkü doğu sınırlarını korumakla görevlendirildiler. ‘’Kürtler üzerlerine düşeni yapmadı’’ denilebilecek bir olay hatırlamıyorum. Tanzimat’a kadar yaygın ve etkili bir Kürt isyanı olmadı.

Devletimiz açısından Kürtlerle Arapların durumu farklıdır. Kürtler Türk milletinin parçasıdırlar. Aynı Çerkezler, Boşnaklar, Arnavutlar gibi. Nasıl ki Kazaklar kendilerini yerine göre Kazak, Türk, Kazak Türkü olarak tanımlıyorlarsa Kürtlerde de ‘’Türk milletine mensup Kürt’’ kimliği güçlendirilmelidir. Türkiye dış Türklere sahip çıktığı gibi ve aynı seviyede dış Kürtlere de sahip çıkmalıdır ki dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, nerede doğarlarsa doğsunlar bütün Kürtler Türkiye’yi devletleri ve vatanları olarak görsünler. Bu siyaset Türk ve Türkiye düşmanı olan etnik Kürtçüleri de zayıflatacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ertuğrul Türkoğlu Arşivi

Türk Milleti mi - Türkiye Milleti mi?

28 Temmuz 2025 Pazartesi 09:16

Bilinmeyen Yönleriyle Dürzi İsyanı

27 Temmuz 2025 Pazar 09:09

Türküz. Türk Milletiyiz

24 Temmuz 2025 Perşembe 09:24

BOP’çulara sorular

17 Temmuz 2025 Perşembe 09:26

Suriye 14 Temmuz 2025

14 Temmuz 2025 Pazartesi 08:15

Hankendi zirvesi

07 Temmuz 2025 Pazartesi 09:54

NATO zirvesi mi, NATO devrimi mi?

30 Haziran 2025 Pazartesi 09:31