Geçen hafta MHP tarihinin en heyecansız, kongresini yaptı. Çünkü, umutlarını,inançlarını,geleceğe dair beklentilerini yitirmiş bir kitle vardı. Kimse artık iktidar olacağız,bu ülkenin makus talihini değiştireceğiz diyemiyor. Bunu diyemeyen bir hareketin varlık sebebi tartışılır hale gelir. MHP ilk defa kendisi olmadan,geleceğe dair kendine ait projeksiyonlar olmadan seçime gidecek.

Geçmişte beyni değiştirilen bir adamın başından geçenleri anlatan bir film izlemiştim. Gövde kendinin ama beyin başkasınındı. Şimdi MHP'de öyle,gövde kendinin ama beyin onun olmaktan çoktan çıkmış durumda.

Yine de içinden çıktığım bir hareket için çok fazla şey söylemek istemiyorum. MHP artık bundan böyle kendine veya Türk milliyetçiliğine çalışmayacak,AKP'ye çalışacak. Dilerim çok geç olmadan mazisine yakışır bir ati için kendine döner ve hepimiz için üzüntü verici olan bu duruma bir son verir.

***

İYİ partinin il gezileri sürüyor.

Sn Akşener'in enerjisini,kararlılığını,cesaretini takdir ediyorum. Son Trabzon ziyaretindeki ilgi de bir muhalefet partisinin çapını aşar mahiyetteydi. Ancak İYİ parti hala halkın bam teline dokunamıyor.

Nasıl bir Türkiye vaat ettiğini söyleyemiyor. Sokaktaki vatandaşın önceliklerine giremiyor. Esas hedef kitleyi yanına alacak bir söylem biçimi tutturamıyor. Son günlerde SP Genel başkanı Karamollaoğlu'nun yükselen trendine bir bakın, bir de İYİ partiye. Karamollaoğlu, adalet diyor, demokrasi diyor, kuvvetler ayrılığı ve parlamenter sistem diyor. Afrin operasyonunun iç politika malzemesi yapılmasından bahsediyor. Hem 15 Temmuz'la mücadeleden söz ediyor hem de bu mücadele verilirken hukuka uyulmasını,gazete okudu,bankaya para yatırdı,dernek üyesi oldu diye insanların haksızlığa uğramaması gerektiğini söylüyor. Ben dindarım ama bunlar gibi değilim,herkesin hakkını hukukunu korumak benim vazifemdir diyor.Emin olun Temel Karamollaoğlu biraz genç olsa, partisi ihtiyarlar partisi gibi gözükmese SP bugün iktidarın yegane alternatifi olurdu.

İYİ partinin toplumsal sorunlara eğilen daha gerçekçi bir dil tutturması şart. Vatandaş Karamollaoğlu'nun söylediklerini, söyleyemediklerini sn Akşener'den duymak istiyor. Etkili muhalefe,t sonuç alıcı muhalefettir. İktidarı gerileten muhalefettir. Bakınız bir ittifak ve seçim yasası çıkarıldı, hırsızlık yapanın kolunu kırarımla oy hırsızlığı engellenemez. Referandumda kaç kişinin kolunu kırabildiniz. Bal gibi hile yapıldı. Hırsızlıklar lafla değil,yasal düzenlemelerle,seçimlerin şeffaf hale getirilmesi ile engellenir. Muhalefet gerekli aksiyonu göstermedikçe iktidar iyice kuralsızlaşıyor. Daha da kuralsızlaşacak.Ayrıca, sn Akşener, şu bana Fetö'cü dediler söylemini artık bırakmalı. Böyle dedikçe bu iddiayı canlı tutmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor. Hepimiz biliyoruz ki bu konuda en temiz lider Akşener'dir.

Bunu iki de bir söylemenin politik bir karşılığı yok. Bir parti nasıl başlarsa öyle gider.Liderlik yarışan hırsları,farklı düşünceleri bir orkestra şefi gibi yönetmeyi gerektirir. Daha işin başında fire verilmesi seçmen tabanında tereddütlere neden olur. Bir partide dökülmeler başladığında arkası çorap söküğü gibi gelir. Bir partide birileri görev alanının dışına çıkar herkese ve her şeye karışırsa orada siyaset yapmanın yerini kişisel çekişmeler alır. O parti siyaset üretemez, proje üretemez,en kötüsü topluma güven veremez.Mustafa Erdem kirlenmemiş bir isimdi, orada tutulmalıydı.

İYİ parti bir umuttur, bu umut kaybolmamalı. Kulislerde,önümüzdeki günlerde MHP'deki erimeyi durdurmak,İYİ partinin büyümesini engellemek için MHP'ye üç bakanlık verileceği konuşuluyor. Bazı MHP yöneticileri, çevresinde sevilen,sayılan isimleri çağırarak genel müdürlük,daire başkanlığı,il müdürlükleri,rektörlük gibi vaatlerde bulunuyorlar. İYİ partinin bu havuç politikasından zarar görmemesi için saflarını sağlam,söylemlerini çekici ve milletin beklentilerine uygun hale getirmesi şarttır.