Papa’nın İznik Ziyareti: Dua Değil, Mesaj!

Yeni Papa’nın ilk adımı, 1700 yıl öncesine uzanan bir mesajın izinde atılıyor: Hedef İznik.

Bu ziyaret yalnızca takvimde değil, bir vasiyetin satırlarında yer alıyor. Çünkü kendisinden önceki Papa, "Ben gidemedim, benden sonrakiler mutlaka gitsin" diyerek bu ziyareti geleceğe bırakmıştı. Adı anma, içeriği hesap.

Ziyaretin görünürdeki başlığı “Hristiyanlıkta 1700 yıl”, perde arkasında ise İznik’in anlamı üzerinden Türkiye’ye yönelik mesajlar veriliyor.

İznik’in Hristiyan dünyası için önemi basit bir tarihi olaya indirgenemez.

325 yılında Roma İmparatoru Konstantin’in çağrısıyla İznik’te toplanan büyük dini kurul, yalnızca inançla ilgili tartışmaları sonlandırmakla kalmadı. İmparator, dini siyasetin merkezine yerleştirdi ve inancı yalnızca ruhani bir mesele olmaktan çıkarıp, imparatorluk yönetiminin aracı haline getirdi.

Yani dini resmen siyasallaştırdı!

Hristiyanlık, o andan itibaren hem bir inanç sistemi hem de bir güç unsuru olarak sahneye çıktı.

Bugün Hristiyan inancı denince akla gelen “Baba, Oğul ve Kutsal Ruh” üçlemesi ilk kez burada resmen kabul edildi. Bu toplantıda, Hz. İsa’nın sadece bir insan olduğunu savunan görüşler (Aryan öğretisi) sapkın sayıldı ve dışlandı. Böylece kilise ile devlet arasındaki birlik, ilk kez resmiyet kazandı.

Bu gelişmeler İznik’i, Hristiyan dünyasında Kudüs ve Vatikan’la birlikte en kutsal üç şehirden biri haline getirdi.

Bu yüzden bugün “ziyaret” denilen şey, aslında bir kutsal merkez güncellemesidir.

Tam 100 yıl önce, yani 1925’te dönemin Papa’sı aynı yere gelmek istedi. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk bu talebi net biçimde reddetti. Çünkü mesele sadece bir dini ziyaret değil, Batı'nın hafızasında İznik üzerinden Türkiye topraklarına ruhani bir pencere açma girişimiydi. Atatürk’ün bu ziyarete karşı çıkışı, cumhuriyetin egemenlik refleksinin bir parçasıydı.

Bugün aynı senaryo, farklı oyuncularla yeniden sahnede.

Ziyaret, İznik Konsili’nin 1700. yılına denk getiriliyor.

Vatikan, bu tarihi kullanarak Katolik-Ortodoks yakınlaşmasına alan açmak istiyor. Ortodoks Patrikhanesi de işin içinde. Ziyaretin yakın gelecekte yapılacağı, Papa’nın önce Ankara’da Cumhurbaşkanı ile görüşüp sonra İznik’e geçeceği iddia ediliyor.

Bu yalnızca bir protokol değil. İznik, şu anda UNESCO Dünya Mirası geçici listesinde. Bu ziyaret sonrası "kalıcı statü" için baskı artabilir. Kültürel miras üzerinden “uluslararası dini alan” türü söylemler zamanla uluslararası platformlarda gündeme getirilebilir.

Bazı çevrelerde, bu adımın gelecekte “özerk statü” tartışmalarına zemin hazırlayabileceği de dile getiriliyor.

Tam bir statü mühendisliği!

2007’de su altında bulunan Konsil Bazilikası kazı çalışmaları, AB fonlarıyla destekleniyor. Bu kazılar sadece bilimsel değil, sembolik bir geri çağrının parçası. Çünkü bu kilisenin “Hristiyan dünyasının ortak mirası” olarak gösterilmesi, "biz de buradaydık" demenin ötesinde, "biz buradayız" iddiasına dönüşebilir.

Ve bu, yalnızca geçmişin hatırlanması değil, geleceğe bir anlam dayatmasıdır.

BBC, Guardian ve benzeri yabancı yayın organları ziyareti “Hristiyanlığın Anadolu’daki köklerine dönüşü” olarak servis ediyor. Türk medyasında ise ikilik var. Kimileri "dinler arası barış" başlığı açarken, bazı yayınlar “Vatikan’ın sembolik işgali” uyarısını yapıyor.

Kamuoyunun çoğunluğu ise belirsizlik içinde. Bu ziyaretle ne geliyor ne götürülüyor?

Geçmişin “reddetme gücü”, bugünün “yönetme becerisine” dönüşmeli. Sahip çıkmadığımız değerleri başkaları yönlendirir. Sonrasında ise kontrol sizden çıkar.

Asıl mesele burada!

İznik, sadece bir şehir değil. Bir hafıza. Ve bu hafıza ya bizimle var olur ya da başkalarının ellerinde yeniden yazılır.

Egemenlik, sadece karakolla, beton duvarlarla ve bayrakla korunmaz. Tarihine sahip çıkan, neyin ne anlama geldiğini bilen ve zamanında tepki verebilen milletler kendini koruyabilir.

Her ziyaret yalnızca bir iz bırakmaz; bazı ziyaretler aynı zamanda bir hak iddiasının ilanıdır.

Bu nedenle soru net:

Papa’nın gözü İznik’te. Peki Türkiye, bu hesaplar arasında neyin asıl hedef olduğunu gerçekten fark edebiliyor mu?

iznik-3.jpg

iznik1.jpg

iznik2.jpg

iznik4.jpg

iznik5.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Kurt Arşivi